Açlık Sinyallerimizi Doğru Algılayalım

Açlık hissi hepimizde var olan ve vücudumuzun fijyolojik ihtiyaçlarını karşılamak için ortaya çıkan doğal bir ihtiyaçtır. Açlık hissinin ortaya çıkması bireyin beslenme alışkanlıklarından, iştah hormonları ve stres gibi farklı durumlardan etkilenmektedir. Normal sınırların çok daha dışında sürekli olarak açlık hissetmemiz fiziksel veya mental bir problemle karşı karşıya kaldığımız anlamına geliyor olabilir. Sürekli devam eden açlık ile başa çıkamadığınız durumlarda aşırı kilo alma kaçınılmaz bir son olabiliyor. 

Açlık hissimizin farklı sebebleri arasında farklı duyularımız ile ilişkisi olabilir:

1. Göz açlığı

Gözle gördüğümüz her şeyden kolayca uyarılar alabiliriz. Dolayısı ile aynı malzemelerle yapılmış olsa bile göze hitap eden ve güzel bir şekilde sunulmuş yemekten, özenle sunulmamış yemeğe kıyasla daha fazla etkilenebilir ve haz alabiliriz.

Göz açlığını tatmin etmek için, yemeklerimizi daha özenli sunabilir böylece yiyeceğiniz yemekten daha çok zevk alabilirsiniz.

2. Burun açlığı

Birçok kez yemeğin tadına yönelik olduğunu düşündüğümüz duygu aslında yemeğin kokusu ile ilişkili olabilir. Koku alma duyumuz, tat alma duyumuzdan çok daha hassas olabilir.

Burun açlığınızı gidermek için, yemekten önce birkaç saniye durup, aromaları gerçekten hissetmeye çalışın. Hızlıca yediğiniz yemek bu duyunuzu tatmin etmeyebilir. 

3. Kulak açlığı

Bu hissi bir kaç örnekle açıklayabiliriz. Patates cipsinin gevrekliği ve paketinin çıkarmış olduğu ses, veya televizyon reklamlarında birçoğumuzun görmüş olduğu ısırınca çıtırdayan dondurma, tüm bu sesler özellikle kulak açlığına hitap etmek için yaratılmıştır.

Sadece oturun ve açık farkındalıkla bu sesleri dinleyin. Unutmayın çoğu kez gıda sanayinin bizi yönlendirmesi ile açlık hissimiz artıyor olabilir. 

4. Ağız açlığı

Bir şeyler yemek, duyusal bir davranış haline gelebilir. Besinleri ağzımıza aldığımız andan itibaren, çiğnemeye başladığımızda besinin dokusunu hissedişimiz yemeğe karşı isteğimizi artırıyor olabilir. 

Daha yavaş yemek yiyerek, yediğimiz yiyecekden daha çok zevk alabilir ve bunu daha keyifli bir şeye dönüştürebiliriz. 

5. Karın açlığı 

Çoğu zamankarındaki açlık ipuçları kendi kendimize öğretiriz. Bununla birlikte, karın açlığı olarak algıladığımız duyguyu, anksiyete veya sinirlilik gibi karnımızı etkileyen diğer duygularla karıştırmamız mümkündür.

Sinirli ya da gergin olduğunuz zamanlarda, aç hissettiğinizde yemek yemeyi biraz geciktirin ve gerçekten hissettiğiniz fiziksel duyumların farkına varın.Açlığınızı yemeye başlamadan önce 1 ile 5 arası bir ölçekte değerlendirin, daha sonra yemeğe başladıktan bu ölçeklendirmeyi yeniden yapınız. Eğer açlığınızın sebebi farklı bir duygu ise yemeyi durdurmayı denemelisiniz. 

6. Zihin açlığı

Modernleşen toplumumuz bizi endişeli yiyiciler yapmıştır. Görsel ve yazılı medyada, özellikle de sosyal medyada sürekli nasıl beslenmemiz gerektiğine dair bilgilerle karşılaşıyoruz. Zihni tatmin etmek çok zordur çünkü karşılaştığımız her yeni durumla birlikte açlık hissimizi de yönledirebiliyor olduğumuz bildirilmiştir.   

Düşüncelerimiz, zihni sakinleştirmeye ve vücudumuzun bize gönderdiği diğer ipuçlarına daha duyarlı bir farkındalık yaratmaya yardımcı olabilir.

7. Kalp açlığı

Ne ve ne zaman yediğimiz genellikle duygularımız ile ilişkili olabilmektedir. Bazı durumlarda hissettiğimiz boşluğu doldurmak için yiyor olabiliriz. 

Bir sonraki sefere sizi daha fazla yemeye veya atıştırmaya teşvik eden duygularınızı fark etmeyi deneyiniz. Bu duyguları keşfedince onları tatmin etmenin veya baskılamanın farklı yollarını bulmayı deneyebilirsiniz. 

Doğru beslenerek açlık sinyallerini yönlendiriniz:

  • Yeterli miktarda su içtiğinizden emin olun. Eğer vücudunuz dehidrate (susuz kalma durumu) ise suya olan ihtiyacınızı açlık hissi ile karıştırıyor olabilirsiniz. Bunun sebebi, açlık ve susuzluğumuz beynimizin hipatalamus denen bölgesinden denetlenmesidir. Buradaki sinyal karışıklığı sizi aşırı yemeye itekliyor olabilir. Elinize sağlıksız bir şeyler alıp atıştırmaya başlamadan önce bir bardak su içerek bu duygunun gerçek olup olmadığını algılamaya çalışınız. 
  • Basit karbonhidrat içeriği yüksek olan yiyeceklerden uzak durmaya çalışınız. Çikolata, kek, bisküvi ve şerbet içeren diğer tüm tatlılar kan şekerinizi hızlı bir şekilde yükseltip düşürmeye neden olabilir. Bu da bu tür besinleri daha fazla yemenize neden olarak daha çok acıkmanıza neden olabilmektedir. 
  • Öğün atlamamaya özen gösterin. Düzenli ana öğünler ve ara öğünler ile kan şekerinizi dengeleyebilir, açlık hissinizi baskılayabilirsiniz.
  • Diyetinizin posa içeriğini artırmalısınız. Posa içeriği yüksek besinler sizi daha uzun süre tok tutacak böylece açlık hissi ile daha kolay başa çıkabileceksiniz. Tam tahıllı ekmek ve diğer tahıl ürünleri, kurubaklagiller, sebze ve meyveler posadan zengin olduğunu unutmayınız. 
  • Protein ve yağ sizi daha uzun süre tok tutar. Özellikle proteinli besinlerin sindirilmesi daha yavaş olduğu için midede daha uzun süre kalır ve sizi daha çok tok tutar. Burada unutulmaması gereken şey proteini ve yağı ihtiyacımız kadar almamız bizim için yeterli olacaktır. 
  • Tokluk sinyallerinin beyine ulaşabilmesi için yavaş çiynemeye özen gösterin. Yarıştaymışçasına etrafa bakmadan hızlıca yemek yemeniz beyninize sinyalleri göndermeyeceği gibi tokluk hissinin gelmesi için daha fazla yemenize neden olabilir. 

Sonuç olarak, açlık hissiniz ile başa çıkmaya çalışıyorsanız sağlıklı bir yaşam biçimini kendinize örnek alınız ve açlık hissi ile ilişkilendirdiğiniz duygularınızı anlamaya çalışınız. Bu duygular ile başa çıkmanın yollarını bulduğunuz zaman çok iyi bir şekilde ilerlediğiniz farkedeceksiniz.

Uzm. Dyt. Burcu Barbaros

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir