Fonksiyonel Besinler ve Sağlık

Beslenme ve sağlık ilişkisi, milattan önce 1500’lerde Papyrus Ebers’in karbonhidrat kullanımının bozukluğu ile oluşan diyabetten söz etmesine ve milattan önce 460-377 yıllarında yaşamını süren Hipokrat’ın “Diyet en etkin ilaçtır” sözüne dayanmaktadır. Günümüzde de birçok kronik hastalığın, beslenme ve yaşam biçimi etmenleri ile bağlantılı olduğu bilinmektedir. Kronik hastalıklar; tam iyileşmeyen, süreklilik gösteren, yavaş seyirli, kalıcı sakatlık ve iş göremezlik oluşturabilen bulaşıcı olmayan hastalıklardır. Dünya Sağlık Örgütü, önlenebilir kronik hastalıklar olarak sıklıkla koroner kalp hastalıkları, diyabet, kanser ve kronik solunum yolu hastalıklarını işaret etmektedir. Bu bağlamda ortaya çıkan ve önem kazanan fonksiyonel besin kavramı ile besin-sağlık etkileşimi irdelenerek toplum sağlığının geliştirilmesi ve iyileştirilmesi hedeflenmektedir.

Fonksiyonel besin nedir?

Fonksiyonel besin kavramı ilk olarak 1980’lerin başında Japonya’da özel hazırlanmış fizyolojik etkili besinler (FOSHU) olarak ön plana çıkmış olup Avrupa’da Fonksiyonel Besin Bilimleri (FUFOSE) Avrupa Birliği Kararlaştırılmış Aksiyon planı tanımına göre temel besleyici özelliklerinin yanında vücutta gösterdiği bir veya birden fazla yararlı hedef foksiyon ile hastalık riskini azaltıp iyi hal ve sağlığı geliştirici etki gösterebilen, günlük beslenme planı içerisinde yer alıp tüketilebilen; hap, kapsül veya farklı şekillerde bir besin desteği olmayan besinlerdir. Türk Gıda Kodeksi Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunda (kanun no: 5179) “besleyici etkilerinin yanı sıra bir ya da daha fazla etkili bileşene bağlı olarak sağlığı koruyucu, düzeltici ve/veya hastalık riskini azaltıcı etkiye sahip olup, bu etkileri bilimsel ve klinik olarak ispatlanmış gıdalar” şeklinde tanımlanmıştır.

Hangi besinler fonksiyoneldir?

Fonksiyonel bir etken içeren doğal bir besin (domates-likopen) olabileceği gibi fonksiyonel etkeni ilave edilen (iyotlu tuz, omega-3 yağ asiti eklenmiş yumurta) veya olumsuz etkileri olan bir bileşiği çıkarılan veya azaltılan besinler (sodyumu azaltılmış tuz, yağ içeriği azaltılmış yoğurt) olabilir. Ayrıca besin içerisindeki bazı bileşikler değişikliğe uğratılarak, biyoyararlığı artırılarak ve bunların farklı kombinasyonları kullanılarak elde edilen besinler (probiyotik eklenmiş yoğurt) fonksiyonel besin olarak kabul edilmektedir.

Fonsiyonel besinler/besin bileşenleri ve sağlık etkileri nelerdir?

Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) bazı besinler/besin bileşenleri sağlık etkilerinin geçerliliğini onaylamıştır. Buna göre;

-Önerilen miktarlarda meyve-sebze, tam tahıl ürünleri tüketimiyle çözünür posa ve beta-glukan alımı koroner kalp hastalıkları ve bazı kanserlere yakalanma riskini azaltıcı etki gösterebilir.

-Önerilen miktarlarda balık ve koyu yeşil yapraklı besinlerin tüketimiyle n-3 yağ asitleri alımı ve önerilen miktarlarda zeytinyağı tüketimiyle n-9 yağ asitleri alımı koroner kalp hastalıkları riskini azaltıcı etki gösterebilir.

-Önerilen miktarlarda koyu yeşil yapraklı sebzeler, karaciğer tüketimiyle yeterli folik asit alımı nöral tüp defekti gelişimini önleneyici etki gösterebilir.

-Önerilen miktarlarda süt ve ürünleri tüketimiyle yeterli kalsiyum alımı osteoporoz riskini azaltıcı etki gösterebilir.

-Bazı sakız ve şekerlemelerde bulunan şeker alkolleri alım miktarı azaltılarak diş çürükleri önlenebilir.

-Tuz ve tuzlu besin tüketimi azaltılarak düşük sodyum; önerilen miktarlarda patates, muz, tam tahıl ürünleri, yeşil yapraklı sebze tüketimiyle yeterli potasyum alımı yüksek tansiyon riskini azaltabilir.

-Önerilen miktarlarda serbest sterol/stanoller ve esterleri ile zenginleştirilmiş besin (örneğin; zenginleştirilmiş portakal suyu, yoğurt, margarin) tüketimi koroner kalp hastalıkları riskini azaltıcı etki gösterebilir.

-Soya fasülyesi, soya sütü ve tofu (soya fasülyesinden yapılan peynir) tüketimiyle soya proteini alımı koroner kalp hastalıklaarı riskini azaltıcı etki gösterebilir.

-Yeterli güneş ışığı ve D vitamini ile zenginleştirilmiş besin tüketimiyle vücuda yeterli miktarda D vitamini sağlanması osteoporoz riskini azaltıcı, bağışıklık sistemini destekleyici etkiler gösterebilir.

Sonuç olarak, fonksiyonel besinler sağlıklı beslenme önerileri çerçevesinde yer almaktadır. Bu bilinçle besin seçimlerinde bulunmak yaşam kalitesini artırmakta, böylelikle hastalık risklerini azaltarak sağlıklı bir yaşam ve yaşlanma sürecini desteklemektedir.

 

Yrd. Doç. Dr. Ceren Gezer

ceren.gezer@emu.edu.tr

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir