Dünya’nın besin kaynakları içerisinde tuzun önemli bir yeri vardır. Günümüzde tuz besin eklemesinden daha çok endüstriyel amaçla kullanılmaktadır. Tuz, besinlerin bileşiminde bulunduğu gibi, göllerden, denizlerden ve kayalardan saf olarak da elde edilir. Sofra tuzunun asıl adı “sodyum klorür”dür. Tuzun %60’ı klor, %40’ı ise sodyumdan oluşur.
Vücuttaki sodyum düzeyi böbrekler tarafından ayarlanmaktadır. Böbreklerden atılım hormon denetimindedir. Böbreklerden süzülen sodyumun %99.5’i geri emilir. Hormonunun yetersizliğinde böbreklerden geri emilim azaldığından sodyum ve klor atımı artar. Östrojen hormonu da sodyum ve su atılımını azaltır. Bazı böbrek hastalıklarında sodyum atılımı azalırken, terleme ve ishal ile de sodyum atılımı artar.
Fazla olan sodyum her zaman atılır mı? Hayır. Böbrek hastalıkları sonucu böbrekler uygun şekilde çalışmazsa fazla sodyum atılamaz. Bunun sonucunda, daha çok yüzde olmak üzere; bacaklarda ve ayaklarda şişkinlik (ödem) gözlenir. Fazla tuz tüketimi, idrarla kalsiyum atımını arttırır. Bilindiği gibi kemiklerden kalsiyum kaybının artışı, osteoporoz ve kemiklerin kırılma riskini arttırır. Bu nedenle lezzetine bakmadan yiyeceklerinize tuz eklemeyiniz ve fazla tuzlu besinleri tüketmeyiniz.
Tuz tüketimini azaltmanın yolları;
- Taze ve tuz eklenmemiş besinleri tercih ediniz.
- Eğer hipertansiyon gibi yüksek tansiyon gibi sağlık probleminiz varsa, mutlaka satın aldığınız hazır ürünlerin etiketlerini okuyunuz. “Tuzsuz” ya da “tuzu azaltılmış” besinleri tercih ediniz. Besin etiketi okumayı alışkanlık haline getiriniz.
- Sofrada tuzluk kullanmamakla da tuz alımı azaltılabilir.
- Yemeklerin tadına bakmadan tuz kullanma alışkanlığından vazgeçiniz.
- Baharat ve maydanoz, nane, kekik, dereotu, rezene, fesleğen gibi aroma sağlayıcıları tuz yerine tercih ediniz.
- Turşu, ketçap, hardal, zeytin, soya sosu, salata sosları vb. yiyeceklerin tuz içeriği yüksektir. Bu besinlerden uzak durunuz ya da çok nadir tüketiniz.
- Taze sebze ve meyve tüketimini arttırınız.
- Maden suları kaynağına göre farklı miktarlarda çözünmüş halde yapısında; sodyum, kalsiyum, magnezyum, demir ve alüminyum olmak üzere çok sayıda mineral ve doğal gaz içermektedir. Bu nedenle satın aldığınız maden sularının sodyum içeriğini etiketinden kontrol ediniz.
Besin etiketinde tuz ve sodyum ile ilgili bilgileri sodyum içeren besinlerin etiket bilgilerine bakarak bir porsiyonundaki sodyum miktarını kontrol edebilirsiniz. Bir besin etiketinde Na, tuz, soda veya sodyum şeklinde yazılmış bir bileşik varsa sodyum olduğu anlaşılmalıdır (Sodyumun kimyasal adı “Na”dır.).
Tuzu gereğinden çok aldığımızda, kandaki tuz miktarı artar ve susarız. Sonuçta su içme gereği duyarız. İçilen su ile birlikte fazla tuz, idrarla, terle dışarı atılır. Ancak böbreklerde, karaciğerde bozukluk olursa, tuz dışarı atılamaz. Kanda miktarı artar ve suyu da çekerek vücudun belirli yerlerinde “ödem” denilen şişkinlikler oluşturur. Aşırı terleyenlerde, ishalde ve günde 4 litreden fazla idrar çıkaranlarda tuz alımı artırılmalıdır.
Uzm. Dyt. Tuğçe Cumaoğlu