Böbrek Nakli (Transplantasyonu) Sonrası Beslenme Tedavisi

Ülkemizde böbrek hastaları için bir umut olan böbrek nakli sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Diyaliz hastaları ve böbrek nakli olan hastalar için beslenme ,sağlığın daha iyi olmasına ve oluşabilecek komplikasyonların önüne geçmektedir.Böbrek nakli (transplantasyonu) sonrası nakledilen organın reddini önlemek ve organın uyum sağlayabilmesi  için  immünosupresif (bağışıklık sistemini baskılayan) tedavi uygulanmaktadır. İmmünosupresif tedavi ile birlikte kişinin beslenme tedaviside düzenlenmelidir.

  • Yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenilmelidir.

 

Böbrek nakli  sonrasında yara iyileşmesi, cerrahi  ve immunosupresyon ile ilişkili enfeksiyonun önlenmesi, kayıpların yerine konulması, katabolizmanın ve elektrolit anormalliklerinin tedavisi için yeterli ve dengeli beslenme gereklidir. Bu yüzden yeterli beslenme için bedenin gereksinimi olan enerji, besin öğeleri ve diğer biyoaktif maddeler yeteri kadar alınmalı, öğünlerde dengeli olarak tüketilmelidir. Yetersiz ve dengesiz beslenme hem nakil  öncesi hem de nakil sonrası hastaların durumunu olumsuz etkileyen faktörlerden birisidir. Bundan dolayı, beslenme tedavisi alanböbrek nakli olacak adayların yaşam kalitesini ve süresini arttırmada önemli rol oynar.

 

  • Beslenme tedavisinde tuz alımı sınırlandırılmalıdır.

Nakledilen böbreğin vücut tarafından reddedilmesini önlemek için hastalar steroid tedavisi almaktadır. Steroid tedavisi vücutta ödem oluşmasına neden olmaktadır. Tuz kullanımı bu ödemi artırıp, kan basıncının yükselmesine neden olabilir. Bu nedenle kişinin beslenme tedavisinde tuz kısıtlanmalı ve aşırı tuzlu olabilecek besinlere yer verilmemesi gerekmektedir. Özellikle şarküteri ürünleri (salam, sucuk, sosis) , soya sosu, hazır gıdalar, konserveler, turşu, salamura,  tuzlanmış balıklar, krakerler,  ve bazı peynir çeşitleri yüksek miktarda tuz içermektedir. Bu besinler kişinin beslenme tedavisinde sınırlandırılmalıdır.

  • Böbrek nakli sonrası et, tavuk, balık, yumurta, yoğurt, peynir gibi besinler  normal alınması gereken miktardan daha fazla alınmalıdır.

Et, tavuk, balık, yoğurt, peynir ve yumurta gibi hayvansal kaynaklı besinlerle, kurubaklagiller proteinden zengin besinlerdir. Protein özellikle ameliyat sonrası dönemde çok büyük önem taşımaktadır. Yara iyileşmesi ve doku yapımı  için normale göre bir miktar daha yüksek miktarda protein alınmalıdır. Daha sonra ise normal düzeylerde protein alınmalıdır.

  • Şeker ve şeker içeriği yoğun besinlerin miktarı ve tüketim sıklığı azaltılmalıdır.

Böbrek nakli sonrası kullanılan ilaçların yan etkilerinden biri de kan şekerinin yükselmesidir. Tatlı, şekerleme gibi yoğun karbonhidrat kaynağı olan besinler yerine; posa, vitamin ve mineral yönünden zengin sebze ve meyve tüketimi tercih edilmelidir.

 

  • Yağ alımı azaltılmalı, düşük yağlı ürünler tercih edilmelidir.

Vücutta trigliserit ve kolestrol düzeyinin normal sınırlar içerisinde olması sağlıklı yaşam için oldukça önemlidir.   Yüksek düzeyde kolestrol ve trigliserit kalp hastalıklarına neden olmaktadır. Bu yüzden tereyağ,iç yağı, kuyruk yağı  gibi oda sıcaklığında katı halde bulunan doymuş yağlardan kaçınılmalıdır. Bunlar kolestrol seviyesini arttırırlar.Özellikle organ etleri (sakatatlar: karaciğer, beyin, böbrek,yürek ve işkembe) , yağlı soslar, şarküteri ürünleri uzak durulması gereken yiyecekler arasındadır.   Süt ve süt ürünlerini tüketirken (peynir,yoğurt,ayran vb.) düşük yağlı  olanları tercih edilmelidir.Az yağlı yemek pişirme yöntemleri uygulanmalıdır.Örneğin kızartılarak yemek pişirme  yerine haşlama,buğulama, kendi suyunda pişirme ve ızgara gibi yöntemler tercih edilmelidir. Yemeğin içinde et varsa yemeğe yağ eklenmemelidir.

  • Potasyum yönünden zengin besinlerin tüketimi hastaların kan potasyum değerlerine göre ayarlanmalıdır.

Böbrek naklinden sonra alınması gereken potasyum hakkında bir genelleme yapmak mümkün değildir. Potasyum yönünden zengin besinlerin (patates, muz, kurutulmuş meyveler, kurubaklagiller)  tüketimi doktor ve diyetisyen kontrolünde hastaların kan potasyum değerlerine göre ayarlanmalıdır.Böbrek nakli sonrası uygulanan ilaç tedavisi ile birlikte hastaların potasyumları zaman zaman yüksek veya düşük olabilmektedir. Bu nedenle yerine göre potasyumdan zengin besinler beslenme tedavisinde azaltılmalı veya arttırılmalıdır.

  • Kemik erimesi riskine karşı yeterli kalsiyum alımı sağlanmalıdır.

Böbrek hastalarının kalsiyum fosfor metabolizması etkilendiği için kemik erimesi riski altındadırlar. Ayrıcaböbrek nakli sonrası kullanılan steroid tedavisi kalsiyum emilimini azaltır. Günde 2-3 porsiyon süt veya  ürünlerinin (peynir,yoğurt,ayran)  tüketimi yararlı olmaktadır. Besin destekleri verilmesi sadece doktor tavsiyesi ile olacağı unutulmamalıdır.

  • Greyfurt ve greyfurt suyu immünosüpresif ilaç tedavisini etkilediği için fazla miktarlarda ve çok sık tüketilmemelidir.

 

  • Besin güvenliğine dikkat edilmelidir.

 

Besin güvenliğini sağlamak için kişisel hijyen, besin hijyeni ve yiyecek içecekle ilgili alanlar ve araç-gereç hijyeni ile ilgili kurallara uyulmalıdır.Bunlardan bazıları;

  • Yemek pişirmeden önce ve sonra eller sabunla iyice yıkanmalıdır.
  • Et, tavuk ,süt, balık gibi potansiyel riskli besinlerin 4-4,5 °C‘lerde saklandığından emin olunmalıdır.
  • Dondurulmuş besin satın alınırken, -18 °C’de saklandığından emin olunmalıdır.
  • Pişen yemekleri 2 saatten fazla oda sıcaklığı ,tezgah veya ocak üzerinde bekletilmemelidir.
  • Mevsimine uygun sebze ve meyveler tüketilmelidir.
  • Ambalajlı besinleri satın alırken mutlaka etiket bilgilerini (üretim tarihi, son kullanma tarihi, üretim izni vb.) okunması gerekmektedir.
  • Tavuk, et, sebze için ayrı kesme tahtaları kullanılmalıdır.
  • Sebze ve meyveler iyi yıkanmalıdır.
  • Et, yumurta iyi pişmiş olmalı, gerekirse etin pişme sıcaklığı kontrol edilmelidir.
  • Çiğ et buzdolabında diğer besinlerle temas etmeden saklanmalıdır.
  • Dışarıda yemek yeme kısıtlanmalıdır.

Böbrek nakli sonrası  kullanılan steroid hastaların iştahlarını artırmakta, istenmeyen ağırlık artışına, kolesterol ve kan şekerinin yükselmesine neden olmaktadır. Bu durumlar göz önüne alınarak kişilerin beslenme programları düzenlenmelidir. Vücut ağırlığı arzu edilenden daha fazla olmamalı, kilo kontrolü sağlanmalıdır.

 

 

Dyt. Efsane Türkdoğan

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir