Kalp damar hastalıklarının yüksek kan kolesterol düzeyi ile ilişkili olduğu ve kan kolesterol düzeyinin düşürülmesinin kalp damar hastalıkları görülme riskini azalttığı bilinen bir gerçektir. Kan kolesterol düzeyi yükseldikçe, kalp hastalığı oluşma riski de doğru orantıda artmaktadır. Kalp-damar hastalıkları, tüm dünyadaki ölümlerin birinci derecede nedeni olduğu bilinmektedir. Günümüzde Dünya nüfusunun %25’i kalp damar hastalıklarından etkilenmektedir. Tüm Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de önemli bir sağlık soruun olan kalp damar hastalıklarının görülme sıklığı rakamsal olarak net bir şekilde belirlenemese de KKTC Sağlık Bakanlığ’ının verilerine göre ülkedeki birinci ölüm nedeni olarak kabul edilmektedir.
Kalp damar hastalıkları, sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı değişikliği ile önlenebilen veya oluştuktan sonra tıbbi tedavi, beslenme tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile iyileştirilebilen bir sağlık sorunudur. Kalp damar hastalıkları risk faktörlerinin iyileştirilmesinde; doymuş yağ asitlerinin (oda ısısında katı yağlar veya daha çok hazır gıdalarda bulunan yağ türleri) ve rafine karbonhidratların (beyaz undan yapılmış gıdalar) tüketiminin azaltılması, tekli ve çoklu doymamış (omega 3,6 ve 9) yağ asitlerinin (doymamış yağ asitleri; oda sıcaklığında sıvı formda olan yağlar) ve posa içeriği yüksek besinlerin (tam tahıl ürünler, kurubaklagiller sebze ve meyveler) tüketiminin artırılması ve fiziksel aktivitenin artırılması temel hedefler arasındadır.
Çoklu doymamış yağ asitlerinden olan omega 3 (alfa-linolenik asit) yağ asitlerinin özellikle beyin gelişimi, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, koroner kalp hastalıklarının önlenmesi gibi insan sağlığı üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır. Bu yağ asitlerinin en çok bulunduğu besinler arasında; balık yağı, keten tohumu, soya ve yeşil yapraklı sebzeler ve başta ceviz olmak üzere badem, fındık gibi sert kabuklu kuruyemişler yer almaktadır.
Harvard Hemşireler Sağlık çalışmasında (Nurse’s Health) 80,000 kişinin katılımı ve 14 yıl boyunca katılımcıların izlenmesi sonucunda; haftada 5 gün çiğ kuruyemiş tüketen bireylerde hiç tüketmeyenlere kıyasla kalp damar hastalığı riski %35 azaldığı saptanırken, diyabet olma riskinin de %27 oranında düştüğü gözlenmiştir.
Sert kabuklu kuruyemişlerin, yağ içeriği yüksek olmasına rağmen içerdikleri yağ asitlerinin tekli ve çoklu doyamamış yağ asitleri olması en önemli özelliklerindendir. Cevizi diğer kuruyemişlerden ayıran en temel farklılık içerdiği çoklu doymamış yağ asitlerinden omega-3 yağ asitlerini bulunmasından kaynaklanmaktadır.Yapılan birçok epidemiyolojik çalışmada omega 3 yağ asitlerinin kalp hastalıklarında koruyucu bir etkiye sahip olduğu gösterilmiştir. Ceviz, sindirim sisteminin çalışması için gerekli olan posadan da zengindir. Çözünür posa içeriğinden dolayı, kan şekerini düzenlemesi, kan kolesterol seviyesini düşürmesi ve kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucu olması bakımından sağlık üzerine olumlu etkileri bulunmaktadır. Aynı zamanda, ceviz yüksek miktarda bulunan E vitamini güçlü antioksidan özelliğe sahip olması nedeniyle hücre zarında serbest radikallere savaş açarak, hücrenin bütünlüğü için yaşamsal olan doymamış yağ asitlerinin oksidasyonunu engellemektedir. Bu koruyucu etki, tüm hücrelerin sağlığı için de büyük öneme sahiptir. Tüm bu özelliklerine bağlı olarak sert kabuklu meyveler ve özellikle ceviz kanser, kalp damar hastalıkları gibi bir çok hastalığa karşı önleyici etki göstermektedir.
Ceviz üzerine yapılan çalışmaların genelinde çıkan sonuçlar, günlük ceviz tüketiminin serum kan lipitlerini olumlu yönde etkilediği ve vücutta plazma total kolesterol seviyesini düşürdüğü saptanmıştır. Klinik çalışmaların sonucunda, Akdeniz tipi beslenme ile birlikte diyete eklenen sert kabuklu kuruyemişlerin lipit profilinde, damar inflamasyonunda ve kan basıncında olumlu sonuçlar yarattığı bilinmektedir. Zibaeenezhad ve arkadaşlarının (2005) yapmış oldukları çalışmada, sekiz hafta düzenli ceviz tüketen hiperlipidemik (yüksek plazma kolesterolü olan) bireylerin plazma lipitlerinde olumlu sonuçlar gözlenmiş ve serum kolesterol, LDL kolesterol ve trigliserit düzeylerinde önemli oranlarda düşüş saptanmıştır. Bu oluşan tablo sonucunda bireylerin düzenli ceviz tüketiminin kalp damar hastalık riskini azaltabileceği kanısına varılmıştır.
Sonuç olarak yeterli ve dengeli beslenmede çiğ ve tuzsuz şekilde, aşırıya kaçmadan (kişinin günlük alması gereken enerjiye göre değişmekte olan) kuruyemiş tüketiminin ve özellikle kuruyemişler içerisinde omega 3 yağ asit içeriği en yüksek olan ceviz tüketiminin insan sağlığı üzerinde oldukça önemli ve olumlu etkileri olduğu söylenebilir.
Uzm. Dyt. Gözde Okburan