Şişmanlık, gün geçtikçe artan, hem sağlık hem de fiziksel görünüm bakımından sorun teşkil eden kronik bir hastalıktır. Obeziteyi en basit haliyle, ‘Vücuda gereksinmesinin üzerinde enerji alınması sonucunda, vücuttaki yağ kütlesi miktarının artması ve normal düzeylerin üzerine çıkması’ olarak tanımlayabiliriz. Obezitenin beslenme tedavisinde kişiye özgü birçok farklılık söz konusu olsa da, fiziksel aktivite ve egzersiz haricinde her bireyin gerçekleştirmesi gereken ortak eylem ‘sabretmek’tir.
Özellikle, obezitenin tedavisi zaman alan, süreklilik gerektiren ve yaşam tarzı değişikliği ile sonuçlanması gereken bir süreci içerisine almaktadır. Kısa süreli çözüm yolları, kısa süreli sonuçlara ve kısa süre içerisinde geri dönüşlere sebep olmaktadır. Bu kısır döngüye neden olan birçok hatalı yöntem olmasına karşın son dönemlerde en çok başvurulan hatalı zayıflama yöntemi ‘Mamalarla zayıflama’ yöntemidir. Çünkü, beslenme, sadece besinlerin vücuda alınması ve tokluk hissinin sağlanması olayı değildir. Dolayısıyla mama halinde bir araya getirilmiş besin öğesi içeriklerinin vücuda alınması hiç değildir. Aslında beslenme, tam anlamıyla ‘biyopsikososyal’ bir olaydır. Yani, gün içerisinde tüketilen besinler hem biyolojik gereksinmelerinizi karşılamalı, hem psikolojik anlamda sizi tatmin etmeli hem de sosyal ortamınıza uyum sağlayabilmelidir.
Bu nedenden dolayıdır ki, bir yemeğin tadını, kokusunu, görünüşünü güzelleştirmek, hem görsel hem de lezzet açısından tatmin sağlamak amacıyla günlük yaşantımızda baharatlar olarak adlandırdığımız kurutulmuş bitkileri, limon, ananas gibi bazı meyvelerin sularını ya da kendisini, sirke ve zeytin yağı gibi sıvı lezzet vericileri kullanırız. Hatta, tabağımızdaki besinlerin renk dağılımına dahi özen gösteririz.
Demek istediğim, biz beslenmeye sadece biyolojik anlamda ihtiyaç duymuyoruz. Besinler bizim sadece bedenimizi değil aynı zamanda ruhumuzu da beslemektedir. Bu nedenle de öğünlerin her zaman ayak üstü geçiştirilmemesi gerektiğini, mümkün olduğunca yalnız değil, sosyal ortamlarda tüketilmesi gerektiğini vurguluyoruz.
Diyetisyenler tarafından sağlık alanında farklı içerikli mamalar/formülalar/besin öğesi tozları (besin destekleri) farklı amaçlarla kullanılabilmektedir. Örneğin, bebek beslenmesinde anne sütünün yetersiz kaldığı durumlarda, ek olarak uygun mama desteği sağlanabilmekte, sindirim sistemiyle ilgili ya da herhangi bir metabolik rahatsızlığı olan bireylerde enteral ürün adını verdiğimiz özel içerikli ürünler kullanılabilmekte, veya sporcu bireylerde enerji ve besin öğelerinin besinler ile tamamlanmasının mümkün olmadığı durumlarda, takviye besin destekleri önerilebilmekte, ancak zayıflama amacıyla bir bireyin hayatının belli bir dönemini sadece mama tüketerek geçirmesi hiçbir diyetisyen tarafından önerilmemektedir! Çünkü hem biyolojik, hem fizyolojik hem de ruhsal sağlığımız açısından uygun bir yöntem değildir. Genellikle bu programlarda kullanılan ürünler vücudun gereksinmesinin çok daha fazla altında enerji ve besin öğesi içeriğine sahiptirler.Bu durum, vücut dokularının yapılanmasını ve onarılmasını yavaşlatırken, bazal metabolizma hızının azalmasına, ve ilerleyen dönemlerde sağlıklı yöntemlerle dahi vücut ağırlığı kaybının yavaşlamasına neden olabilmektedir.
Aynı zamanda, besin öğelerinden biri olan karbonhidratın da bu yöntemle yetersiz alınması sonucunda gün içerisinde fiziksel ve zihinsel işlevlerin de azalması söz konusu olabilmekte, halsizlik, yorgunluk, algılamada güçlükler oluşabilmekte, bu yetersizliğin devamında ise hipoglisemi (kan şekerinin düşmesi) gelişebilmekte, şuur kaybı ve şok durumuyla, ciddi sağlık sorunları doğurabilmektedir.
Bu nedenle sağlık yolundaki uzun süreçler sizi korkutmamalıdır. En uzun yol daha hiç başlamadığınızdır ve bilmelisiniz ki ne kadar uzun bir yol katederseniz geriye dönüşü de o kadar uzun ve zorlu olacaktır. Hele ki bu yolda tüm bilgi ve desteğini sizden esirgemeyecek bir diyetisyenin de içinde bulunduğu multidisipliner bir sağlık ekibi size eşlik ediyorsa.. Siz bir kez daha, eski alışkanlıklarınıza geri dönemezsiniz.
En başta kendinize, sonra birlikte yola çıktığınız sağlık ekibine son olarak da iradenize ve sabrınıza güvenin. O zaman sağlıklı yaşama ulaşmış olacaksınız. Kısa bir süreç olacak, her anı çok da kolay olacak diyemiyorum ama sonuçlarına değeceğinden emin olabilirsiniz.
Uzm. Dyt. Sılay Dal